İmar Hakkı Transferi Düzenlemesi Sürdürülebilir Şehircilik İçin Stratejik Adım

Gündem
Yayın Güncelleme Okuma 3 dk

Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Emre Ilıcalı, yeni İmar Hakkı Transferi Düzenlemesi’nin doğru kullanıldığında sürdürülebilir şehircilik için stratejik bir adım olabileceğini belirtti.

ÇEDBİK, mevcut imar hakkı transferi düzenlemesine ilişkin görüşlerini paylaştı. Dr. Emre Ilıcalı, düzenlemenin doğru bir şekilde uygulanması ve kontrol altında tutulması durumunda, şehirlerin sürdürülebilir büyümesinde ve çevresel, sosyal ve ekonomik dengelerin korunmasında kritik rol oynayacağını ifade etti.

Ilıcalı, düzenlemenin en çarpıcı yanının kentsel gelişim meselelerinin artık parsel bazında değil, şehir ölçeğinde stratejik bir araç haline gelmesi olduğunu vurguladı. Bu sayede ekolojik açıdan hassas alanlar ve riskli bölgelerin yoğunluktan kurtarılabileceğini, uygun alanların ise yatırım çekebileceğini belirtti.

İstanbul’da altyapı yatırımlarının büyük bir kısmının plansız yoğunluk nedeniyle zamanından önce yapıldığına dikkat çeken Ilıcalı, güçlü bir denetim mekanizması kurulması ve kamu yararının öncelenmesi şartıyla yeni düzenlemenin bu maliyet baskısını hafifletebileceğini kaydetti.

Çok Boyutlu Faydalar

Dr. Ilıcalı, imar hakkı transferinin çevresel etkilerine dikkat çekerek, bu mekanizmanın su havzaları, kıyı kuşakları ve ormanlık alanlar gibi ekolojik açıdan kritik bölgeler üzerindeki yapılaşma baskısını azaltacağını söyledi. Ayrıca kentsel ısı adası etkisinin azaltılmasına ve karbon yutaklarının korunmasına katkı sağlayacağını ifade etti.

Altyapı açısından yoğunluk transferinin belediye bütçelerinin daha verimli kullanılmasını sağlayacağını belirten Ilıcalı, “Türkiye’de aktif yeşil alan kişi başına İstanbul’da 6-7 metrekare civarında olup, Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği minimum 9 metrekarenin altında. Bu düzenleme park ve rekreasyon alanlarının daha hızlı hayata geçirilmesini sağlayabilir” dedi.

Emre Ilıcalı, imar hakkı transferinin sürdürülebilirlik perspektifinden çok boyutlu faydalarını şu şekilde detaylandırdı: “Birincisi, çevresel açıdan tarım arazileri, ormanlar ve su havzaları üzerindeki yapılaşma baskısı azalacak, biyoçeşitlilik korunacak. İkincisi, sosyal açıdan park, okul, sağlık tesisi gibi kamusal alanlar topluma daha hızlı kazandırılabilecek. Ayrıca bu uygulama gelecekte yeni bir sürdürülebilirlik finansman aracına dönüştürülebilir.”

Dr. Ilıcalı sözlerini şöyle tamamladı: “Doğru yapılandırıldığında imar hakkı transferi, ‘koruyan kazanır, kirleten öder’ ilkesini kent ölçeğinde uygular. Türkiye’de şeffaflık ve kamu yararı öncelendiğinde, bu düzenleme sürdürülebilir şehirler inşa etmede önemli bir dönüm noktası olabilir.”